6 Ağustos 2011 Cumartesi

SON PİŞMANLIK....

Hava gene çok soğuktu. Tommy ve kardeşi çok üşümüştü. Tommy burnunu hissetmiyordu artık. Eskimiş eldivenlerinden çıkan parmakları da buz kesmişti. Kardeşi;

- Tommy yine o lüks otelin duvarına gidelim, havalandırmasının olduğu o duvar çok sıcak oluyor, dedi.

Tommy;

- Evet ama biliyorsun otelin sahibi şikayet edince polisler geliyor, dedi.

Kız çok üşümüştü… Öksürerek;

- Lütfen Tommy çok üşüyorum, dedi.


Otelin önüne geldiklerinde kapının önünde ki siyah arabayı tanımıştı Tommy. Bu, otel sahibinin arabası idi, otelin havalandırmasının olduğu duvara yaslanıp, ısınıyorlar diye kız kardeşini ve onu sürekli polise şikayet eden adam bu idi. Gene sinirle etrafa emirler yağdırıyordu, otelin kapısından çıkarken.


Bir an Tommy karanlıkta bir şeyin adamın paltosunun cebinden düştüğünü gördü, adam arabaya binmişti bile. Tommy yerde duran karaltıya doğru yürüdü. Bu otel sahibinin cüzdanı idi. Araba tüm ihtişamı ile hareket ederken Tommy;

- Bayım, bakar mısınız, diye bağırdı...

Adam Tommy’i görünce;

- Yine mi siz? Ne arıyorsunuz gene burada? Sizi bu otelin etrafında görmeyeceğim bir daha demedim mi ben, diye bağırdı.

Tommy adamın suratına baktı ve sakin bir tavırla cüzdanı adama uzattı.

- Bunu düşürdünüz biraz önce, dedi.


Adam şaşkın bir ifade ile cüzdanı aldı biraz önce söylediklerine pişman olmuştu ama gene de;

- Eğer içinden bir sent bile kayboldu ise, diye sözünü tamamladı...

- Ben burada iken sayın lütfen.


Tommy bunları söylerken, adamın suratına öyle bir ifade ile bakmıştı ki, adam cüzdanın da ki parayı saymadan, paltosunu cebine koymak zorunda

kalmıştı.

- Hadi Ann, gidiyoruz, dedi kız kardeşine...


Çocuklar karanlıkta kaybolmak üzere iken adam arkalarından seslendi:

- Dur bir dakika!

Tommy arkasını döndü;

- Ne istiyorsunuz ? Bir daha otele yaklaşmamamızı söyleyecekseniz, buna gerek yok, çünkü bir daha gelmeyeceğiz buraya, dedi...

Adamın o kızgın tavırları yoktu artık yüzünde.

- Hayır onu söylemeyecektim. Eğer iş arıyorsan biz de bir kasiyer arıyorduk. Matematik kafan varsa çabuk öğrenirsin, dedi...

Çocuk arabaya doğru bir iki adım attı;

- Cüzdanındaki 100, 200 dolar için bana güvenmeyen birisinin kasasını teslim alamam. Yine de teşekkürler, dedi.

Ve kız kardeşi ile oradan uzaklaşırken, adamın bir kez daha, söyledikleri sayesinde, düşüncelere dalmasına sebep olduğunu bilemedi.


Adam uzun zaman o iki kardeşi görebilmek için bakındı durdu, ama çocukları otelin etrafında bir daha göremedi...


Şehrin arka sokaklarında büyük ihtişamlı arabası ile gezinirken adam, yine bütün asabiyeti ile bağırıyor ve aradıkları adresi bulamamanın öfkesini şoföründen çıkarıyordu. O sırada bisikleti ile hızla aşağı inen kasketli genci fark etti ve şoförüne;

- Dur biraz, şu gelen gence adresi soralım. O büyük bir ihtimalle burada oturuyordur, dedi…


Şoför arabayı kenara çekti ve pencereyi açtı, yokuş aşağı hızla gelen gence eliyle işaret etti.

- Bir saniye bir şey sorabilir miyiz, dedi.

Ama genç hiç durmadan yanlarından geçti gitti.

Adam çok sinirlenmişti söylenmeye başladı;

- Bunlarda kibarlık ne gezer, bunlar aile terbiyesi görmemişler ki, kenar mahalle çocukları hepsi.


Tam bunları söylerken arabanın dikiz aynasından çocuğun biraz ileride çok zor da olsa durup geri geldiğini gördü. Çocuk arabanın yanına gelince durdu ve pencereye eğilerek;

-Özür dilerim. Sizin işaretinizi geç fark ettim. Bisikletimin fren bozuk.

Ancak uzakta durabildim. Bir şey mi soracaktınız?


Adam gözlerine inanamadı. Bu, o gece cüzdanını getiren gençti. Tommy’nin, bu adamı yaptıkları ve söyledikleri için üçüncü kez utandırışı idi...


Adam arabadan indi ve Tommy’nin yanına gelerek omzuna elini attı:

- Bak evlat! Kaç aydır ben sizi arıyorum. Sana güzel bir teklifte bulunacaktım. Gel benim yanımda çalış, ne kadar para istersen veririm. Ben sende, para kazandıkça yavaş yavaş kaybettiğim insanlığımı buluyorum, dedi...

Çocuk adamın sözünü bitirmesini bekledi ve şöyle dedi;

- Üzgünüm efendim ama insanlığı ve vicdanı para ile satın alamazsınız. Hoşçakalın!

Tommy bisikletine binip oradan uzaklaşırken, adam Tommy’nin hâlâ arkasından bakıyordu.


Ve yıllar önce ona aynı teklifte bulunan patronunun teklifini kabul ettiği için ilk kez pişmanlık duymuştu...

Evet, şimdi çok parası vardı, ama insanlığını kaybetmişti. Tıpkı yıllar önce insanca tavırları için onu seven ve işe alan patronu gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder